İsrail’in Gazze’ye saldırıları nedeniyle hamileliğinin son aylarında göç etmek zorunda kalan ve birkaç gün önce erken doğum yapan Filistinli kadın, sığındığı derme çatma çadırda imkansızlıklar içinde ilk annelik duygusunu yaşıyor.
Gazze kentinin batısında yer alan En-Nasr Mahallesi’nden çıkmak zorunda kalan Filistinli Nur Nasr Bedvan, yürüyerek uzun mesafeler katedip, ailesiyle güneye sığındı.
Refah’ın güneyinde, Birleşik Arap Emirlikleri Hilal Hastanesinde birkaç gün önce bebeğini kucağına alan genç anne, İsrail’in saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi’nin güneyinde Refah kentindeki bir okulda yaşamaya çalışıyor.
Filistinli kadın, kaldığı derme çatma çadırda açlık, susuzluk ve salgın hastalıkların yanı sıra tüm imkansızlıklar içinde evladını beslemeye ve büyütmeye gayret ediyor.
“İlk annelik sevincimi yaşayamadım”
Okulun bir köşesindeki çadıra birkaç günlük bebeğiyle sığınan 27 yaşındaki çiçeği burnunda anne Bedvan, AA muhabirine, yaşadığı zorlu süreci anlattı.
İlk bebeğini kucağına aldığını ancak bu sevinci doyasıya yaşayamadığını ifade eden Bedvan, “Dünyanın neresinde olursa olsun bir anne bebeğini sevinçle karşılamak, bebeğinin kıyafetlerini, yatağını ve gerekli malzemelerini önceden hazırlamak ister.” dedi.
Bedvan, doğum yapmadan önce gerekli ihtiyaçları hazırladığını ancak işgalciler nedeniyle evini terk etmek zorunda kaldığını ve yanına hiçbir şey alamadığını söyledi.
Refah’ın güneyindeki Birleşik Arap Emirlikleri Hilal Hastanesinde doğum yaptıktan sonra doğrudan okulun içindeki sığınma merkezine geçtiğini anlatan genç kadın, “Şuan yanımda ne bebek için ne de kendim için bir eşya var. Sadece üzerimizdeki kıyafetlerle çıktık. Bu zorlu süreci aşmamda bana kolaylık sağlayacak hiçbir tıbbi ya da şahsi malzemem yok.” ifadesini kullandı.
“Gebe halde göç ettim, doğum sancılarım tetiklendi ve erken doğum yaptım”
Zorlu geçen ilk annelik deneyiminin yanı sıra doğum sonrası kaygılarına, İsrail saldırıları ve bombaların da eşlik ettiğini belirten Bedvan, “Gebe halde yerimden edildim. İsrail ordusunun hava saldırıları, gaz bombası ve beyaz fosfor dumanını solumam ve evimizden çıkarak uzun mesafeler katetmem neticesinde doğum sancılarım tetiklendi ve erken doğum yaptım.” diye konuştu.
Saldırılardan geriye kalan moloz, demir ve cam kırıkları ile bomba sesleri arasında uzun saatler boyunca yürüdüklerini aktaran Bedvan, dayanılmaz ve korkunç bir göç yolculuğu yaptıklarını dile getirdi.
Güneye giden yolların Filistinlilere ait cesetler ve ceset parçalarıyla dolu olduğunu ve bunlardan çıkan kokuların etrafa yayıldığını anlatan Bedvan, Gazze kenti ile Deyrul Belah arasında yer alan Salahaddin Caddesi’nde silahlı İsrail askerlerinin oluşturduğu “kontrol noktasında” derin bir korku ve panik yaşadıklarını ifade etti.
Bedvan, “Ağır silahlı askerleri görmek dehşet vericiydi. Her an içlerinden birinin silahını bize doğrultacağını ve vurabileceğini düşündük.” dedi.
Saldırıların bir an önce son bulmasını isteyen Filistin Bedvan, eşi ve kızıyla dünyadaki diğer insanlar gibi güven içinde yaşamayı ümit ettiğini söyledi.
Filistinli kadının eşi Ala Said Azzam da yeni doğan bebeğini göstererek, “Bu bebeğin suçu ne ki böyle bir ortamda ve şartlarda yaşıyor. Burada doğumdan sonra bebeği yıkayacak sıcak su bile bulamıyoruz.” serzenişinde bulundu.
İlk kez baba olduğunu ifade eden Azzam, bu sevinçten mahrum bırakıldığını, gelecek günlerin ne getireceğini bilmedikleri için endişeli olduklarını vurguladı.
Bu arada, Filistin’deki Birleşmiş Milletler Nüfus Fonuna (UNFPA) göre, Gazze’de temel sağlık hizmetlerine erişemeyen yaklaşık 50 bin gebe kadın var.