Norveç, vatandaşlarına kapsamlı ve geniş çapta sağlık hizmeti sunan bir sisteme sahip. Diğer yandan Türkiye ise sağlık hizmetlerini yaygınlaştırmaya yönelik çeşitli reformlarla kendini sürekli olarak güncelliyor.
Norveç ve Türkiye’nin sağlık sistemlerini karşılaştırarak iki ülkenin sağlık politikalarından halk sağlığına yaklaşımına kadar bazı konuları ele aldık. Bunun yanı sıra tabii ki iki ülke arasında teknolojik farklılıklar da var.
Türkiye ve Norveç’in sağlık hizmetleri sistemsel olarak birbirinden ayrılıyor.
Norveç sağlık sistemi, açık ara dünyanın en iyilerinden biri olarak kabul ediliyor. En gelişmiş ve kapsamlı sosyal güvenlik sistemlerinden birisine sahip olan Norveç’te insanlar; yaşlılık, hastalık, işsizlik süresi boyunca ekonomik yardım ve diğer hizmetlerden yararlanıyor.
Yani ulusal sigorta kapsamında kişinin uyruğu ne olursun olsun Norveç’te yaşayan herkes zorunlu kapsama alınıyor. Hamilelikten doğuma, ölümden yaşlı bakımına, evli olmayan anneye yardımdan iş görememezliğe kadar birçok durum sigorta hizmeti içerisine dahil.
Kapsayıcı/bütüncül/tekçil hizmet tipine sahip Norveç’teki hastanelerin birçoğu kamuya ait ve idaresi, illere göre değişiyor. Ülkede ayrıca az sayıda özel hastane bulunuyor. Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığına bağlı Ulusal Sigorta İdaresine bağlı sağlık hizmetleri ise vergiler ve doğrudan kişisel ödemeler ile finanse ediliyor. İşçi, işveren ve emeklilerin aldığı ücretin yaklaşık %25 sağlık sistemine aktarılıyor.
Türkiye’de ise sağlık sistemi; vergi, sosyal ve özel sağlık sigortacılığı modellerinin dahil olduğu karma sağlık sistemine sahip. Sağlık hizmetleri sadece kamu kuruluşları tarafından değil yarı kamu, vakıflar, özel ve kâr amacı güden kuruluşlar tarafından karşılanıyor.
Sağlık sistemi finansı Türkiye’de vergiler, sosyal güvenlik primleri, özel sigorta primleri ve cepten yapılan ödemeler ile karşılanıyor.
Hem Türkiye hem Norveç, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü üyesi. Örgüte göre Türkiye, örgütteki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında sağlık göstergeleri konusunda olumsuz durumda olan ülkeler arasında.
Sağlık sisteminden yararlanmak için hangi bedeller ödeniyor?
Norveç Ulusal Sağlık Sigorta planına dahil olmuş yani ülkede ikamet eden her kişi sağlık hizmetinden yararlanıyor ancak tedaviler tamamıyla ücretsiz değil. Her bir kişinin sağlık bakımı için ne kadar ödemesi gerektiği konusunda yıllık bir sınırlama bulunuyor.
Cüzi bir miktarda katkı payı ödeniyor ve yıllık bir harcama kotası var. Norveç’in bunu yapmasının sebebi ise aslında gereksiz durumlar için sağlık kurumlarına başvurup sistemi aksatmamak.
Norveç’te yataklı tedavi hizmetleri ise sosyal güvenlik kapsamında ancak ayakta tedavi hizmetleri için belirli oranda kişisel ödeme yapılıyor.
Türkiye’de ise hepimizin bildiği üzere farklı sigorta türleri bulunuyor. İşçinin sigorta primleri işveren tarafından ödenirken çalışmayanlar isteğe bağlı sigorta ödemesi yapabiliyor. Norveç sisteminde sadece ülkede var olmanız ve bir kimlik numaranızın olması yeterli iken Türkiye’de hizmet kapsamına ayrıca başvurular ve koşullar ile girilmesi şartı var.
Herhangi bir sağlık güvencesi olmayan ve muhtaç durumdaki kimselerin ise sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için “yeşil kart” çıkarması gerekiyor. Tabii bunun için de bazı şartlar var. Kısacası sağlık hizmetinden yararlanabilmek için çeşitli prosedürler işliyor.
Özel sağlık sigortasına, her iki ülkenin de katılımları neredeyse eşit durumda.
Norveç’te sigorta firmaları, ayakta tedavi hizmetlerine daha hızlı erişim sağlanması için özel sağlık sigortası yapıyor. Bu sigorta, seçmeli hizmetlerin sadece %5’ini kapsarken akut bakımları kapsamıyor.
Poliçelerin yaklaşık %90’ı ise işveren tarafından ödeniyor. Ülkede özel sağlık sigortasını ise toplam nüfusun ortalama %9’u yaptırıyor.
Türkiye, genel sağlık sigortasının yanı sıra özel sağlık sigortasının sıklıkla tercih edildiği bir ülke. Bizde bu ödemeler kişiler tarafından yapılırken yine sadece belirli hizmetler karşılanıyor.
Türkiye’deki oran da Norveç’ten farksız. 2023 yılında ülkemizde özel sağlık sigortası yaptıranların sayısı 9 milyon civarında. Yani toplam nüfusun yaklaşık %10’u bu sigorta türünü tercih ediyor.
Sağlık hizmeti nasıl işliyor?
Her iki ülkede de aile hekimleri bulunuyor. Norveç’te doktor başına ortalama 2 bin kişi düşerken Türkiye’de bu sayı doktor başına 3 bin civarı.
Norveç’te aile hekimliği, belediyelere bağlı. Sağlık hizmetinin aile hekimliğinde çözülmesi yönünde izlenen bir politika var çünkü hastanelerin doluluk oranı yüzde 100’e yakın. Bazı tedaviler, aile hekimleri tarafından sağlanırken eğer ciddi bir rahatsızlık varsa hastanelere yönlendirme yapılıyor ve bunun için kişiler ayrıca randevu almıyor. Kişilere randevu günü ve kliniği gönderiliyor. Randevu gününün verilmesi ise birçok durumda 3-4 ayı bulabiliyor.
Ayrıca Norveç’teki hastaneler bir mahalle kadar büyük. Özellikle soğuk havalardan vatandaşların etkilenmemesi için de binalar arası tünel geçişler bulunuyor.
Türkiye’de ise aile hekimleri genellikle hafif rahatsızlıklar ve doktorların ilaçları reçete hâline getirmesi üzerine kurulu. İnsanlar, hastanelerden randevularını kendileri alıyor. İki ülkede aynı olan tek şey, verilen randevuların çok ileri tarihte olması.
Türkiye, sağlık hizmeti alanında Norveç’ten bir konuda öne çıkıyor.
Norveç’ten Türkiye’ye tedavi için gelenlerin en fazla tedavi aldığı branş, diş. Çünkü Norveç’te diş tedavisi oldukça pahalı. Bunun ardından en fazla başvuru alan branşlar dahiliye ile çocuk sağlığı ve hastalıkları. Tedavi için tercih ettikleri şehirlerin başında ise Antalya geliyor. Sıklıkla tercih edilen diğer iller; Muğla, İstanbul ve İzmir.
Norveç hastanelerini diğer ülkelerdeki birçok hastaneden ayıran teknolojik özellikler var. Ancak Türkiye’ye göre sonradan dahil olduğu bazı sistemler de yok değil.
Sosyal medyada bir dönem karşımıza çıkan yukarıdaki video oldukça ilgi gördü. Norveç hastanesindeki teknolojiye dikkat çeken bu video, ülkenin robotları her alanda kullandığına da dikkat çekiyor. Sağlık görevlileri, giyecekleri üniformaları özel bir cihazdan temiz ve ütülenmiş şekilde alırken işleri bittiğinde ise üniformalarını kirli sepeti gibi yine aynı makineye atıyor.
Türkiye ile tek ortak yön ise kapsüller için kullanılan tünel sistemi. Hastane içerisinde gezen makineler ise teslimatları gerçekleştiriyor ve cihazlar asansörlere bile binebilme özelliği ile programlanmış.
Tıbbi kayıtların hastaneler arasında paylaşımı ise Türkiye’de daha yaygın. Norveç buna pandemiden sonra geçiyor ve ülkenin en ünlü hastanelerinden biri olan Oslo Üniversitesi Hastanesi, Haziran 2023’te bunun daha da geliştirileceği yönünde açıklama yapıyor. Yani bu sistem öncesinde, Norveç’teki bir hastanenin acil doktoru, gelen hastanın diğer hastanelerdeki tıbbi kayıtlarına kolayca ulaşamıyordu.
Oslo Üniversite Hastanesi demişken, kurumun teknolojiyi kullandığı bir alan daha var. O da drone’lar. Kan örneklerinin alınması ve analizinin yapılması sürecinde hız kazanmak için hastane, drone kullanmayı tercih ediyor. Ancak bu uygulama, daha pek yaygınlaşmış durumda değil.
Stanford Medicine ise yapay zekâyı hastanede sıklıkla kullanıyor. Gözden cildiyeye kadar farklı bölümlerde yapay zekâdan destek alınıyor ve teşhis için yorumlama yapan programlar sayesinde işleyişler hız kazanıyor.
Yine Stanford Medicine’de robotlardan faydalanılacak sistemler kullanıma geçiriliyor. Görseldeki cihaz, eczane biriminde ilaçlar toplayıp arka kısımda paketliyor. Ayrı bir sistem ise bu ilaçları hastane içerisinde dağıtıyor.
Sistemsel farklılıklarda Norveç, birçok ülkeye göre daha iyi konumda olsa da Türkiye’nin de bu konuda iyiye gittiğini görebiliyoruz. Doktor göçlerimiz olmasa kim bilir belki de her şey daha farklı olabilirdi…